31 Mart 2024 seçimlerine yaklaştıkça neredeyse her belediye başkanı kendisini “potansiyel” ya da “doğal aday” vurgusu ile öne çıkarmaya çalışıyor.

Yerel seçime yaklaşılan ger gün içerisinde mevcut belediye başkanlarının geçen beş yıllık dönemin değerlendirmesini içeren sunumlarını izliyoruz.

Bu yazımda “bir belediye başkanı ne yaparsa başarılı sayılır?” sorusunu sormak ve kendimce cevaplamak istiyorum.

Bu soru ve cevabı yaşamakta olduğumuz şehirlerimizin, ilçelerimizin hatta mahallerimizin kaderini belirleyecek kadar önemli bir sorudur.

Kimisi yeni imar alanları açarak şehri büyüttüğü için onu başarılı sayabilir!

Tarım toprakları sanayi alanı olsun diye uğraşan başkanlar var, onları da başarılı bulanlar gördüm!

Hatta kaçak yapılaşmaya göz yumarak vatandaşın başını sokacak yuvaya kavuşmasını alkışlayanlar da!

Emsal oranının sokağına, caddesine, mahallesine göre yükseltilmesinin önünü açan uygulamalara ne dersiniz?

Kulağa hiç de hoş gelmeyen bu cevapların, aslında ülkemizde genel kabul gördüğü de inkâr edilemez bir gerçek olarak önümüze geldiğini görmekteyiz.

Yoksa bugün bereketli ovalarımızın ardından gözyaşı döküp, güvensiz şehirlerimizde “depreme hazır değiliz, ne zaman olacağız” diye çaresizce birbirimize cevapsız sorular sormazdık.

Yazımın başında “bir belediye başkanı ne yaparsa başarılı sayılır” sorusuna geri dönersek;

Benim vardığım sonuçları şu üç başlık altında toplayabilirim:

a. Projeler için kaynak yaratmadaki becerisi,

b. Şehrin mevcut tabiat ortamını (orman, tarım alanı, nehir gibi) bozmadan yönetme becerisi,

c. Şehrin sadece insanının değil, başta doğal hayatta bulunanlar olmak üzere tüm canlılarının günlük hayatını kolaylaştıran olanakları geliştirebilmesidir.

Yönetimde başarı kıstası olarak, elde edilecek olan tüm kaynakların doğru kullanımı ve olanaklara erişimin o şehrin tüm mensuplarına eşit dağıtılabilmesini de söyleyebiliriz.